İçerik...
Dördüncü bölümde, mekanın eleştirilmesi sırasında; mekan -kullanıcılarının zihininde somutlaştırıldığı- temsili mekandan farklılaştırılmaktadır. Bu noktada düşülen hata kullanıcıların, kendilerini/varlıklarını/deneyimlerini/vücutlarını "soyut kavram"lara dönüştürmeleridir. Bu soyutlama da bizi iki yeni soyutlamya götürür; kendinin mekan içerisinde farkına varamayan "kullanıcı" ve bu koşula uyum sağlayamayan bir " eleştirel düşünce".
Böylece soyutlaştırılmış mekan içine ne konulsa olan bir "kap" gibi işleyebilmektedir.
Bu temelden hatalı yaklaşımın, bir hata olmaktan çıkıp "ideoloji" haline gelmesi nasıl olmuştur?
"Politik mekanın kendini -bir soyutlama olmasına rağmen- bir "gerçek" gibi gösterme yolları aramasını sebebi nedir?
Kullanıcılar ve sahip oldukları eleştirel düşünce, bu güçler arasındaki güç merkezi içerisinde, politik mekanda, büyük "fetiş"lerle yüzleşip soyutlanmaktadır. İşte bu soyutlanmayı yapan mekan mıdır, politik güçler midir, yoksa artık kullanıcının kendisi midir? Eğer kullanıcının kendisi ise, bu bilinçli bir tercih midir?
Soyutlamaya dair başka bir nokta olarak; 12. bölümde semiyolojistlerin tetiklediği bir karşı fikirden bahsedilmektedir: Yapay mekan yalnızca bir nesnenin/objektifin -esasen doğal mekanın- nötrleştirilmesi/denature edilmesinin sonucudur.
Bu nötrleştirmeden sorumlu güçler arasında bilim, teknolojinin getirisi olarak "soyutlama" da sayılmaktadır. Ve bu bakış açısının problemi de yine tüm mekanların genel bir "soyutlama"özelliğine indirgenmesi olarak açıklanmıştır.
Belki de yapılması gereken (yapmam gereken) öncelikle soyutlama/abstraction kavramı üzerinde durmaktır.
Soyutlama:
Bir kavram ya da gözlenebilir bir fenomen ile ilgili bilgi içeriğinin indirgenerek genellenmesinin süreci/sonucudur.
Felsefede düşüncelerin objelerden uzaklaştırıldığı bir süreçtir.
Soyutlama, eski sağlam detaylar belirsiz/boş/tanımsız kaldığında, bir sadeleştirme strajejisi kullanır. Bu nedenle soyut olan şeylerle ilgili etkin iletişim, ilietici ile iletimi alan arasında sezgisel/ ortak bir deneyim gerektirir. Bu sözlü/soyut her tür iletişim için geçerlidir.
Soyutlama her zaman için bir kavramı kasteder/ima eder. (Mimarlık örneğinde; tasarımı, yaratıcı gücü, yapım sorunlarını, mekan kullanımını, duygusal tepkileri, vb. )
Soyutlama... fiziksellik, varlıkbilim, dilbilim, sanat, psikoloji, kısaltmalar...
Biçim...
Soru-cevap biçiminde düzenlenmiş paragraflar bir seçim mi? Yoksa günlük eleştiri dilinin yazına bilinçsizce yansıması mı? Yoksa bir eğitim tekniğinin bilinçli kullanımı mı?
No comments:
Post a Comment